Tuza Dikkat Haftası

Yayın Tarihi : 2017/03/22 00:04 • Güncelleme Tarihi : 2017/03/22 00:04 •
Tuz yüzyıllardan beri insanlar için önemli bir gıda maddesidir
Tuza Dikkat Haftası

Tuz yüzyıllardan beri insanlar için önemli bir gıda maddesidir.Et,balık gibi besinleri saklamak için kullanılan en eski yöntemlerden biri olarak da tuzun koruyucu özelliklerinden faydalanılmıştır.

Sofralarımızda kullandığımız tuz,dünyanın her yerinde tarih boyunca önemli bir ihtiyaç ve ticaret maddesi olarak günümüze kadar gelmiştir.İnsanlar tuza o kadar önem vermişlerdir ki,masallara bile konu olmuştur; duymayanımız yoktur (kendisini ne kadar sevdiğini soran kral babasına, sevgisini ifade etmek için ‘’tuz kadar babacığım’’ diye cevap veren prensesin masalını) Tuzsuz yaşanamayacağını ifade eden dönemlerden ,artık tuzsuz yaşanılması gerektiğinin vurgulandığı dönemlerdeyiz.Beslenmemizde önemi yadsınamaz olan tuzun zararları hakkında dikkat çekmek için Sağlık Bakanlığı, Kasım 2011 yılından beri ‘’Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programını’’ yürütmektedir. TUZA DİKKAT HAFTASI ‘ da bu etkinlikler kapsamındadır.Her yıl belirlenen bir tarihte gerçekleştirilen hafta için 2017 yılında , 20-26 mart 2017 tarihleri belirlenmiştir.

Aşırı tuz tüketimi yüksek tansiyon,kalp hastalıkları,böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık ve bazı kanser türleri gibi önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü ;hastalıklardan korunmak amacıyla tüketmemiz gereken tuz miktarını 5 gr/gün ( silme 1 tatlı kaşığı veya  tepeleme 1 çay kaşığı) olarak önermektedir.Türkiye de tüketilen tuz miktarı ise Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğ’inin 2008’de 14 ilde yaptığı SALTürk-1 çalışmasında günlük tuz tüketim miktarının 18gr/gün olduğu belirlenmiştir.2012’de yine aynı dernek tarafından 4 ilde(İstanbul,Ankara,İzmir,Konya) 657 kişide terkrarlanan ‘’Türkiye’de Tuz Tüketimi Çalışmas’nda (SALTürk 2)’’kişi başı günlük tuz tüketimi 15 g/gün bulunmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü ‘nün önerisinden oldukça fazla tuzun tüketildiği bir toplum olduğumuz bilgisinden yola çıkarak,( çevrenize şöyle bir baktığınızda , neredeyse yemeğin tadına bakmadan tuz eken pek çok kişiyi görmüşsünüzdür) Sağlık Bakanlığının  hazırladığı ,Türkiye Beslenme Rehberi(TÜBER) aşırı tuz içeren besinler ve tuz tüketimi konusunda bizim için iyi bir kılavuz olacaktır.

‘’Tuzun çeşitleriyle ilgili de pek çok yerde farklı bilgilerle karşılaşıyoruz ,hangi  tuzu kullanalım ?’’diye sorduğunuzu duyar gibiyim.Aslında burada önemli olan aşırı tuz tüketiminden kaçınmak için gerekli yaşam tarzını oturtabilmektir.İyotlu tuz kullanmasının gerekli olduğu bir bireye illaki kaya tuzu kullan,o çok daha doğal diyemeyiz,çünkü toplumumuzda iyot eksikliği de önemli bir sağlık sorunudur.

Tuz çeşitleri dediğimizde aklımıza ilk gelenlere kısaca bir göz atacak olursak;

Kaya tuzu:Kaya tuzu  rezervleri açısından ülkemiz, özellikle de Nevşehir oldukça zengindir.Rafine edilmeden kullanılması daha yaygındır.Ölçülü kullanımına dikkat edilmelidir.

Himalaya tuzu:Herhangi bir kimyasala maruz kalmaması ,sınırsızca kullanılabilir anlamını taşımamalıdır. Mineral içeriğinin  rafine tuza göre daha zengin olduğu söylenmektedir.Açıklı koyulu pembe iri kristaller şeklindedir.

Deniz tuzu:Deniz,okyanus ve tuzlu göllerden elde edilen bir tuz çeşididir.Suyun buharlaştırılmasıyla elde edildiği için,element ve mineral kaybına uğramamaktadır.Kimyasal bir işleme maruz kalmamaktadır.İri,beyaz,kreme yakın kristaller şeklindedir.

Rafine tuz:İşlem görmüş bir tuzdur,iyotla zenginleştirilmiş çeşitleri de vardır.

Çin tuzu:Çin tuzu dendiğinde aklımıza mono sodyum glutamat gelmelidir.
Glutamik asidin tuzudur. Glutamik asit vücudumuz için gerekliolan,proteinlerin yapı taşı olarak,vücudumuzda üretilen,elzem olmayan aminoasitlerdendir.
Çin’de yemeklerde çok fazla kullanılan ekşi,acı,tuzlu arası lezzet veren bir tür katkı maddesidir.Pek çok işlenmiş gıdada kullanıldığı ve gıdanın sodyum oranını artırdığı için dikkatli kullanılması gerekmektedir.
    Aslında bütün tuzlar(çin tuzu hariç) sodyum ve klor elementinin asit ve baz reaksiyonuyla bir araya gelmesinden oluşmaktadır.
Burada asıl önemli olan günlük tuz tüketimimizin 5 gr üstüne çıkmamasıdır.

Tuz tüketimimizi nasıl azaltabiliriz?

• Etiket okuma alışkanlığı edinmeliyiz,tuzsuz veya tuz oranı daha düşük olan alternatif gıdaları değerlendirmeliyiz.• Ambalajlı ve/veya işlenmiş gıdalardaki
mono sodyum glutamat, sodyum bikarbonat,sodyum sitrat,sodyum askorbat,sodyum nitrat gibi sodyum içeren bileşiklerin tüketimine dikkat etmeliyiz.• Salamura ürünlerde ki (peynir,zeytin,) tuz içeriğini azaltmak için yemeden ve kullanmadan  önce suda bekleterek,yıkayıp tüketebiliriz.• Sofradan tuzlukları kaldırabiliriz.Alternatif olarak baharatlıkları (karabiber,zerdeçal,pul biber vb)  koyabiliriz.• Yemekleri hazırlarken ve pişirirken soğan,sarımsak, limon,dereotu,maydanoz,nane,fesleğen,kekik,biberiye gibi doğal lezzet vericileri kullanabiliriz.• Turşu,salça,tarhana,yaprak salamurası,pastırma,sucuk,kurut gibi geleneksel yiyeceklerimizin de tuz oranı oldukça fazladır.
Daha az tüketmeye çalışarak,hazırlarken de çok yüksek miktarda tuz kullanmaktan kaçınmalıyız.Bu besinler genelde kışlık olarak yapılan besinlerden olup, uzun süre dayanıklılığını sağlamak için çok tuz kullanılmaktadır.• Taze sebze ve meyve tüketimimizi artırmalıyız.Besinlerin içeriğinde de sodyum bulunmaktadır (görünmeyen tuz diyebiliriz),bundan dolayı hazırladığımız yemeklere hiç tuz koymadığımızda da ihtiyacımız olan günlük sodyumu alabiliriz.• Fast food besinlerde de tuz miktarı yüksek olduğu için fazla tüketmekten kaçınmalıyız.• Yemeklerin tadına bakmadan tuz dökme
alışkanlığından vazgeçmeliyiz.• Atıştırmalık ürünler(hazır patlamış mısır,cips, vb),hazır soslar(soya sosu,barbekü sos,hardal,tartar sos vb), tuzlanmış kuru yemişler (badem,fındık,fıstık,her türlü çekirdek,leblebi vb),balık konserveleri,tütsülenmiş ,tuzlanmış,salamura edilmiş bütün et ve balık ürünleri(salam,sosis,ançüez vb),doğal/doğal olmayan,aromalı ve/veya aromasız her türlü mineralli içecekler de dikkatli kullanılmalıdır.• Tuz tüketimimizin yaklaşık 5 gr kadar olmasına  dikkat etmeliyiz ve kullandığımız tuzunda iyotlu tuz olmasına özen göstermeliyiz.
Tuza Dikkat Haftas’ında• Buzdolabımıza ‘’TUZA DİKKAT!!!’’ yazısı yazıp,asarak,• Sofralarımızdan 1 haftada olsa tuzlukları kaldırmayı deneyerek,• Yemeklerimizi pişirirken sadece YARI MİKTARDA TUZ (her zaman kullandığımız miktarın yarısı)kullanarak,• İşlenmiş ,hazır gıdaları hiç tüketmeyerekYaşam tarzımızda oluşturacağımız SADECE BİR HAFTALIK farkındalıkla bile, çok basit gibi görünen bu değişikliklerle)az tuzlu bir beslenme şekline geçmek  için önemli bir adım atmış olacağımızı unutmayalım.Hayatımızın tadının kaçmaması için tuzu azaltalım.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.



Yorumlar

Yorum
?