Diz kireçlenmesi sık görülen bir sağlık sorunudur.Yürümede zorluk ve dizlerde ağrı olması nedeniyle yaşam kalitesi üzerinde de olumsuz etkisi bulunmaktadır.Diz kireçlenmesi, kıkırdak aşınması ve eklem sıvısında kayıpla birlikte seyretmektedir.
Bu hastalarda eklemdeki kıkırdağın yapısı bozulur ve diz eklemi görevini tam olarak yapamaz.
Bu durum da doğal olarak hastalarda yürüme ve merdiven çıkmayı zorlaştırarak yaşam kalitesini bozmaktadır.
Diz kireçlenmesinde farklı tedavi yolları vardır. Bunlardan biri de halk arasında horoz ibiği iğnesi ile tedavi olarak bilinen eklem içii kayganlaştırıcı sıvı enjeksiyonu tedavisidir.
Tedavide hyololuronik asit (Na- hyalurinat ) içeren ilaçlardan yararlanılır. Hyoluronk asit, normalde eklem sıvısında bulunan bir maddedir.
Eklemi oluşturan kemiklerin kaymasına ve ekleme binen yükün azalmasına katkıda bulunur. Bu tedavide amaç diz eklemine enjeksiyon yaparak eklemde kayganlaştırıcı bir katkı sağlamaktır.
Doktorlar bu tedavinin amacını hastalarına anlatmak için gıcırdayan kapı menteşesi örneğini verir.
Nasıl gıcırdayan kapı menteşesini yağlayarak bir iyileşme sağlanırsa burada da ekleme kayganlaştırıcı bir sıvı vererek bir şekilde eklem yağlanmış olur. Hyoluronik asit tedavisinin eklem içi kıkırdak oluşumunu arttırdığı yönünde görüşler de vardır. yöntemleri ve cerrahi yöntemler devreye girmektedir. Halk arasında horoz ibiği tedavisi olarak da bilinen eklem içi kayganlaştırıcı enjeksiyonu tedavisi medikal tedavi ve fizik tedavi ile şikayetleri geçmeyen hastalarda alternatif bir tedavi olarak uygulanabilir.
Günümüzde özellikle yaş ortalaması 60 ve üstü olup diz kireçlenmesi olanlara sıklıkla uygulanan ve şikayetleri oldukça azaltıp hastanın yaşam kalitesini arttıran bir yöntemdir.
Doktorun kararına göre kimi zaman tek doz kimi zaman da bir kere tekrarlayan dozlarla tedavi yapılabilir.Horoz ibiği tedavisi sonrası tedaviye olumlu yanıt veren hastalarda ortalama 6 ile 9 ay arası bir süre şikayetlerde azalma görülebilir.
Tedavi sonrası ağrılarda azalma da olmaktadır ancak tedavinin hemen ardından ağrılarda hızlı bir azalma da beklenmemelidir.
Burada göz önünde bulundurulması gereken nokta enjeksiyonun hastalıkta nihai bir tedavi özelliği olmadığı ancak kısmi süreli bir iyileşme yaratacağının bilinmesidir.
Maliyeti yüksek bir tedavidir.Klasik ve konvansiyonel tedavilerde yüz güldürücü sonuç alınmadığında alternatif bir tedavi olarak gündeme gelebilir. Cerrahi tedaviyi istemeyen hastalarda tercih edilebilir.