Meme kanseri ülkemizde ve dünyada çok yaygın görülen ve erken teşhisinin hayat kurtardığı bir hastalıktır. Her 8-10 kadından biri meme kanserine yakalanmakta bunların da 3’ünden biri hayatını kaybetmektedir. Bu yüzden kendi kendine ve düzenli yapılan elle muayene, doktor muayenesi ve mamografi çok önemlidir. Erken teşhis edilen meme kanseri hastalığın gidişatını tamamen değiştirmektedir. İleri yaş, obezite, alkol-sigara, yetersiz ve düzensiz beslenme, geç menopoz, erken yaşta adet görme gibi durumlar meme kanserini tetiklemektedir. Memede şişme, kızarma, şekil değişikliği, içe çökme, kalınlaşma ya da koltuk altında ele gelen kitle meme kanserinin belirtisi olabilir.

Memenin kendi kendine elle muayenesi düzenli olarak yapılmalıdır. Muayene yaparken kişinin sırt üstü yatmış pozisyonda bulunması tavsiye edilir. Muayenin belli sınırları vardır. Bunlar; köprücük kemiği, koltuk altından aşağıya doğru bir çizgi, kaburgaları birleştiren göğüs kemiğidir. Sol meme sağ elle, sağ meme sol elle muayene edilir. Önce hafifçe bastırarak sonra biraz daha kuvvetli bastırarak ve en sonunda daha çok bastırarak meme 3 kez kontrol edilir. Muayene daireler çizilerek yapılır ve çizilen dairelerin çapı her seferinde daha da küçültülerek devam edilir. Muayene sırasında ele gelen sert bir kitle varsa meme kanseri belirtisi olabilir. Bu kitlenin aynı zamanda yağ bezesi veya iyi/kötü huylu tümör olma ihtimali de vardır ama meme kanseri ihtimali düşünülerek doktora gidilmelidir. Muayenenin yapılması için en uygun gün adetin ilk gününden 7-10 gün sonrasıdır, menopoza girmiş kadınlarda ise her ayın belli bir günü yapılması tavsiye edilir.

Meme muayenesini 20 yaşından itibaren her kadının düzenli olarak yapması çok önemlidir. 20 yaşından sonra her ay belli günde elle muayene ve 3 yılda bir hekim muayenesi, 40 yaşından sonra da her ay elle muayene, yılda bir kez hekim muayenesi ve 2 yılda bir mamografi yapılarak meme kanserinin erken teşhisi sağlanabilir. Erken teşhis hastalığın tedavi sürecini de sonucunu da büyük ölçüde olumlu etkiler.