Akciğer Kanseri ve Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi :Akciğere Bıçak Değer mi?
Akciğer kanseri hemen herkesin sıkça duyduğu ve merak ettiği bir kanser türüdür.Bu yazımda Akciğer kanseri ve cerrahi tedavisi hakkında sizleri bilgilendirmek istedim.
Akciğer Kanseri Nedir?
Günümüzde dünyada en sık görülen kanser türüdür. Bunun en başlıca sebebi sigara tüketimindeki artışdır. Bunlar tek neden olamamakla birlikte sigaranın kanser oluşumundaki yeri kanıtlanmıştır.
Kadınlarda da sigara kullanmının artmasıyla ilk sırada görülen kanser haline gelmiştir.
Bütün kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanseri de sinsi bir kanserdir.
Yani uzunca bir süre belirti vermeden akciğerde büyüyebilir ve hatta uzak organlara yayılım ( metastaz) yapabilir.
Hastaya belirti vermesi için kanserin belirli noktalara yakın olması gerekmektedir.
Bunlar göğüs duvarı, büyük damarlar, hava yolları, kalp ve yemek borusu gibidir.
Buralara yerleşmiş olan tümörlerde erken dönemde şikayetler olabilir.Ağrı, öksürük, kanlı balgam vb gibi. Bunların dışında bazen nadir olmakla beraber akciğer tümöründen değil de onun metastazından dolayı hasta şikayet ile başvurabilir.
Bunlar beyin, karaciğer ve kemik gibi organlardır. Baş dönmesi, unutkanlık, kemiklerde yaygın ağrı gibi. İlaveten bu tür şikayetlere kanserin kana saldığı bazı maddeler de sebep olabilmektedir.
Akciğer Kanseri Tanısı Nasıl Koyulur?
Akciğer kanseri tanısı erken evrede (ilk aşamada) ancak tesadüfü konulabilmektedir. Veya daha önce bahsettiğimiz gibi hastada şikayete sebep olacak bölgede yerleşmiş ise erken tespit edebilmemizi sağlamaktadır.
Öncelikle hastada risk faktörleri de soruşturulmaktadır. Bunlar 40 yaşın üzerinde olunması, erkek cisiyet, sigara kullanımı, kötü hava koşullarında çalışma ve/veya yaşama, ailesinde kanser öyküsü özellikle de akciğer kanser öyküsü bulunması bizi daha da şüphelendirebilmektedir. Radyolojik olarak ilk önce düz ön-arka akciğer grafisi çektirilir.
Burada 1 cm den büyük lezyonlar ancak gözlemlenebilir. Ancak bu filmde eğer kitle santral yerleşimli ise veya kalbe komşu ise büyükte olsalar görülmeyebilirler.
Bundan şüphelenecek olursak yan akciğer grafisi veya toraks tomografisi çektirmeliyiz. Toraks tomografisinde akciğerdeki bütün nodüller milimetrik dahi de olsa görülebilmektedir. Burada saptanan nodülün veya kitle kötü huylu olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Hastanın eski filmleri varsa mutlaka incelenmeli ve karşılaştırılmalıdır. Akciğerde saptanan çogu nodül eski grafisinde de aynen bulunduğu çoğu zaman gözlemlenebilir. Bu nedenle gereksiz incelemede yapılmamış olur.
Eğer böyle bir imkan yoksa yeni bir oluşum gibi değerlendirilmeli ve aksi ispatlanana kadar buradaki durumun kanser olduğu düşünülmelidir. Bundan sonraki aşama tümörün yerine bağlıdır. Hava yollarına yakın veya içinde ise ise bronkoskopi yapılmalıdır. Bronkoskopi ile hava yolları incelenmiş, tümör görüntüsü hakkında fikir sahibi olunmuş olur. Bu işlem sırasında da yeterli biopsi almak mümkündür.
Eğer tümör hava yollarından uzaksa bu işlemin pek bir değeri yoktur. Bu amaçla son zamanlarda PET CT tekniği ile teşhise gidilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntemin temel esası vucüttaki glukoz (şeker) tüketimini ölçmektir. Kanserli hücrelerinde aktif metabolizması olduğundan normal hücrelere göre daha fazla şeker tüketirler. Buda PET CT de tespit edilir. Bu tutulum yüksek değerlerde ise kötü huyludur diyebiliriz. Bu teknikle ayrıca diğer bölgelerdeki tutulumlarda bir seferde değerlendirilebilir. Bu da hastaya avantaj sağlamaktadır. Ancak burada şu da unutulmamalıdır. Akciğerdeki enfeksiyon durumunda da PET CT de şeker tüketimi yüksek olarak saptanır. Bu ancak hastanın klinik durumu ve diğer tetkikleri ile beraber değerlendirildiği zaman gerçek ortaya konabilir. Akciğer kanserinde , kansere özgü tümör markeri henüz tespit edilememiştir.
Bununla beraber CEA, Ca19-9 çoğu zaman akciğer kanserlerinde yüksek tespit edilirler. Bu durum teşhis koymamıza yardımcı olabilmektedir.
Akciğer kanserinde önemli olan bir diğer husus hangi tipte olduğudur. Genelde üç tipi yaygındır. Bunlar küçük hücreli akciğer kanseri, yassı hücreli ve adenokrasinom dur. En hızlı yayılanı küçük hücreli kanserdir. Yassı hücreli kanseri ise daha yavaş yayılan türdedir.
Akciğer Kanseri Tedavisi:
İstenilen durum tedavi öncesi hangi türde akciğer kanseri olduğunun bilinmesidir. Bu durum ameliyat yapılamayacak durumda olanlar için mutlaka gereklidir. Ameliyat olacaklarda da bilinmesi çok iyi olur. Ancak bazı durumlarda tümörün yeri biopsi almaya uygun olmayabilir.
Bu durumlarda göğüs duvarından iğne ile girip almak gerekli olabilir. Bu da sık olmamakla beraber ameliyat şansı olan birinde tümörün yayılmasına sebep olabilir. Bu nedenle böyle istinai durumlarda hasta opere olabileceği tespit edilmiş ve tipi hakkında bilgi sahibi değilsek bunu ameliyat sırasında tespit edip (frozen: hızlı patolojik inceleme yaklaşık 30dk da) sonrada ameliyata devam edilmektedir.
Ameliyat sırasında patolojik incelemede iyi huylu gelirse daha küçük bir işlemle sadece kitlenin olduğu yer çıkarılmaktadır. Kötü huylularında da bulunduğu akciğer lobu ve beraber lenf nodları ile tamamen çıkarılması gerekmektedir. Bütün bu uğraşlardan sonra bilinmesi gereken akciğer kanserli olguların tespit edildiğinde ancak %20 sinin operasyona uygun olduğudur. Diğer kısımda cerrahi şansı olmamaktadır. Bu hastalar hücre tipi tanısı konulduktan sonra onkoloji kliniğine gönderilmektedir.
Akciğer kanserinin tedavisinde diğer yöntemlere göre cerrahinin başarısı çok yüksektir. Bu nedenle hastalar bu yönde çok ciddi incelenmeli ve buna fırsat verilmeye çalışılmalıdır.
Cerrahi tedavinin ana unsuru tam rezeksiyondur. Bunun anlamı tümörün bulunduğu akciğer dokusunun tamamı ile çıkarılması ve bununla beraber o bölgedeki bütün lenf nodlarınında çıkarılması gerekmektedir. Bunun aksinde yapılmış bir ameliyat sınırlı kalacaktır. Bu amaçla hastaya lobektomi veya pnömonektomi işlemleri yapılmaktadır. Her insanda sağda üç lob solda iki lob bulunmaktadır.
Cerrahi karar akciğer tümörünün yerine göre verilecektir. Akciğer ameliyatları artık ülkemizde yaygın olarak hemen her yerde güvenle yapılabilir hale gelmiştir. Toplumumuzda yaygın kanı olarak “ akciğere bıçak değmez” kavramı maalesef güncelliğini korumaktadır. Günümüzde iyi incelemeler ve gelişmiş anestezi ile cerrahi teknikler sayesinde akciğer ameliyatları da diğer ameliyatlar düzeyinde yapılmaktadır. Gerekli ise akciğer ameliyatı olmaktan korkmamak gereklidir.
Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.
Yorumlar
Yorum |
---|
******* ******* : Merhaba;benim sorum babamla ilgili.Babam 66 yaşında,50 yıl sigara içmiş,bundan 45 yıl önce de tüberküloz tedavisi görmüş.6 ay hastanede,6 ay senatoryumda olmak üzere tedavi görmüştür.1 yıl kadar önce Romatoid artrit tedavisine başlanmış olup,düşük doz kortizon kullanmıştır.Zayıflamaya başladığından,tümor markerlarına bakılmış.CEA,CA19-9,CA-15-3 tahlilleri biraz yüksek çıkmıştır.Göğüs Hastalıkları Uzmanı,Toraks BT incelemesinde lenf nodları 1,5 cm olduğundan,2 ay beklenmesini tavsiye etmiştir.Bu süre bana uzun geldi.Yapılabilecek başka bişey yok mu?Bana yol göstermenizi rica ediyorum.Ne yapmalıyız? Cevap: Yazdıklarınızdan babanızda tahlillerde belirgin bir problem olmadığı anlaşılıyor.Bu nedenle de doktorunuz bir kaç ay sonra tekrar incelemeyi uygun bulmuş |
Lütfen sadece konu ile ilgili yorumunuzu yazınız. Cevaplanmasını istediğiniz sorularınızı uzmanlarımıza burayı tıklayarak sorabilirsiniz.