Akciğer Veremi Nedir? Verem Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Akciğer veremine, koch basili denilen ufak kıvrık içinde küçük noktacıklar görülen çomak şeklindeki bakteriler yol açar.
Akciğer veremine, koch basili denilen ufak kıvrık içinde küçük noktacıklar görülen çomak şeklindeki bakteriler yol açar. Verem mikrobu olan Mycobacterium tuberculusis insan vücuduna çeşitli yollardan girebilir. Bu yolların başında, solunum yolları bulunur. Hastalık etkeni bakteri, kişiye çoğunlukla veremlinin balgamı veya veremli ineklerin sütü ile bulaşır. Sağlık ve hijyen şartlarına uymamak, aşırı yorgunluk, üzüntü, grip, boğmaca, kızamık veya şeker hastalığı gibi etmenler hastalığı tetikler. Bu unsurlar vücudun direncini kaybetmesine ve dolaylı olarak da verem hastalığına yakalanma ihtimalinin artmasına etken olmaktadır.
Verem, üç evrede kendini göstermektedir
Birinci evrede, hastada genel yorgunluk, iştahsızlık, sırt ağrıları, öksürük, ve 38 dereceye varan ateş gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Verem etkeni olan bakteri bu devrede tüberkül adı verilen iltihaplı bölgeler oluşturmaktadır.
İkinci evrede ise verem hiç bir belirti göstermeyebilir. Ancak basiller bütün vücuda yayılarak deri, eklemler, kemikler, böbrekler, barsak, karın, ve beyin zarı gibi bölgelere yerleşebilir. Bu devrede tedaviye başlanmamışsa, vücudun direnci azalmaya başlar. Bu nedenle tedavi görülmesi son derece önemlidir.
Üçüncü evrede, verem basilleri kan veya lenf kanalları aracılığı ile vücuda yayılmaya devam eder. Hastalarda belirgin olarak halsizlik, yorgunluk, balgamlı öksürük, akşamları yükselen hafif ateş, iştahsızlık ve tipik olarak gece terlemeleri izlenebilmektedir. Bu devrede verem tedavi edilmediği takdirde, diğer akciğeri de tutabilir.
Tüberküloz tedavisi uzun solukludur. Tedavi 4 ile 9 ay arası sürebilir. Antibiyotikler tedavide kullanılmaktadır. Çünkü antibiyotik; bakterilere etki edebilen bileşenlerdir. Dolayısıyla vereme sebep olan da bakteriyel bir enfeksiyon olduğu için antibiyotiklere direnç gösteremeyecek ve varlığı son bulacaktır. Ancak antibiyotiğin doğru kullanımı çok önemlidir. Tavsiye edilen saat aralığında, mutlaka belirlenen açlık veya tokluk durumunda alınmalıdır. Aksi takdirde kişide sıkıntılar geçmiş gibi görünse dahi bakteriler varlığını devam ettirebilir ve kişiyi hastalığın daha sonraki evrelerine taşıyabilir.
Tedavinin sürecinde beslenmeye dikkat edilmeli, stresten uzak durulmalı, temiz ve açık hava bulunan ortamlarda yaşanmalıdır. Beslenme için bağışıklığını güçlendirecek, C vitamini bakımından zengin, ayrıca yeni ve sağlıklı hücre oluşumunu destekleyecek E vitamini içeriğince yüksek olacak besinler tercih edilmelidir. Bol su tüketilmeli ve besinler taze olarak tüketilmelidir.
Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.
Yorumlar
Yorum |
---|
Lütfen sadece konu ile ilgili yorumunuzu yazınız. Cevaplanmasını istediğiniz sorularınızı uzmanlarımıza burayı tıklayarak sorabilirsiniz.