Kahve Bağışıklık Sistemini Güçlendiriyor
Geleneksel kahvenin de pek çok yararı olduğunu belirten Organo Gold Ankara yapılanması lideri Talip Dilber,bunun yanında bazı yan etkilerinin de olduğunu belirterek şunları belirtmiştir; “Bilindiği gibi kahvenin sayısız yararı vardır ve sürekli kullanımla bu yararları hissedilir derecede görebiliriz. Kahvenin en başta sayılabilecek yararları şunlardır; Kolesterolü düşürür; Kahve çekirdeğinden yapılan kahvelerin kötü kolesterolü düşürüyor. Ancak, bu kahve içeren konsantre içecekler için geçerli değil.Ağrı kesici etkisi vardır; İçerdiği kafeinden dolayı böyle bir etkisi vardır.Cildi koruyor; Ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırabiliyor.Safra taşlarını yok ediyor; Özellikle erkeğe göre vücudu iki kat daha fazla safra taşı üreten kadınlarda etkili oluyor.Parkinson hastalığında etkili; Erkeklerde % 40’a varan oranlarda etkili. Kanseri önlemede etkili; Antioksidan etkisinden dolayı kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Özellikle göğüs ve pankreas kanserlerini önlemede etkili.Karaciğere faydaları; Sirozun engellemesine yardımcı oluyor ve özellikle sirozdan kaynaklanan kansere karşı mücadelede etkili. Astım rahatsızlıklarında; Günde içilen 3 fincan kahve nefesi açıyor.”
Kahvenin yan etkileri
Kahvenin yararları yanında yan etkilerinin de olduğunu belirten Talip Dilber, bu yan etkilere maruz kalmadan bağışıklık sistemini güçlendirmenin mümkün olduğunu dile getirmiş ve şöyle devam etmiştir;”Bu kadar faydası olan kahvenin maalesef yan etkileri de bulunmaktadır. Fazla içilen kahve sinir sistemini olumsuz etkiliyor, kalp çarpıntısı ve ellerde titremeye yol açabiliyor.Hamile kadınlara, kalp ve mide ülseri hastalarına kahve pek önerilmiyor ve günde 1-2 fincandan fazla tüketilmemesi salık veriliyor. Düzenli olarak günde dört-beş fincan kahve içenlerde kan basıncı, yani tansiyon hızla yükseliyor. Bu yapılan testlerle de ortaya konmuştur. Ayrıca kalp,mide ve diğer organlara yan etkilerini de uzmanlar şöyle belirtiyor;
Kalp
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları ve kalp çarpıntısına neden olabiliyor. Doktorlar özellikle kalp hastalarının sınırlı miktarda kahve içmelerini tavsiye ediyor.
Mide
Kahve, ülseri tetikliyor ve midenin asit salgılamasını uyarıyor. Bu nedenle mide hastalarının günde 2 fincanı geçmemeleri gerekiyor.
Şeker hastalığı
Amerika’da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle birlikte tüketilen kahvenin şeker hastalığını olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. Uzmanlar şeker hastalarının da kahveyi sınırlı tüketmesini öneriyor.
Su kaybı
Uzmanların bir kısmı kahvenin vücutta sıvı kaybına neden olduğunu savunurken, bir kısmı da bu kaybın önemsiz derecede az olduğunu savunuyorlar. Fakat yine de ağır basan görüş diğer kafeinli içecekler gibi kahvenin de vücutta su kaybı yarattığı yönünde.
Doğurganlık
Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltıyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor. Brezilya’da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda ise her gün düzenli olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha güçlü spermleri olduğu kanıtlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu savunan uzmanlar, bunun merkezi sinir sisteminde de aynı etkiyi gösterdiğini iddia ediyorlar.
Hamilelik
Kafeinin anne karnındaki bebeğe zararlı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadınların günlük kafein tüketme sınırlarının 300 mg ile sınırlı kalması gerektiğini belirtiyor.”
Kırmızı Mantar’ın kansere etkisi.
Özellikle belirli rahatsızlığı olanların ve bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerin Organik Kahve Organo Gold’u gönül rahatlığıyla tüketebileceklerini belirten Talip Dilber, Kırmızı Mantar’ın bağışıklık sistemi ve kanser üzerindeki etkilerini şöyle sıralamıştır;
“Yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda normal hücrelerin kanserli hücrelere dönüşmesinin nedeni kesin olarak saptanamamıştır. Ancak bunun vücudun korunma sisteminde,yani bağışıklık sisteminde meydana gelen bir değişikliğin sonucunda olduğu yönünde teoriler vardır. Bununla beraber bazı insanların da genetik olarak kanser risk grubunda olduğu bilinmektedir. Bu kişilerin yaşlanması ve bağışıklık sisteminin zayıflaması kansere davetiye çıkartmaktadır. Kırmızı Mantar’ın,yani Reishi Mantarı’nın bağışıklık sistemini güçlendirmesi ile kanseri önlemede ve onunla savaşmada rolü azımsanmayacak derecede önemlidir.
Kırmızı Mantar’da bulunan Beta-1,3-D-glucan ve Beta-1,6-D-glucan isimli polisakkaritlerin güçlü anti-tümör etkilerinin olduğu yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Glucan maddesinin bağışıklık hücrelerinin tümör hücrelerine karşı savunulmasında etkin olduğu ve kanserli hücreleri azalttığı bazı bilim adamlarınca ileri sürülmektedir. Kırmızı Mantar’da bulunan canthaxanthin maddesinin de tümörlerin büyümesini yavaşlattığı tespit edilmiştir. Vücudumuzun doğal olarak üretmiş olduğu interferon ve interleukin 1 ve 2 maddeleri kansere karşı savaşmaktadır. Kırmızı Mantar’ın sürekli olarak tüketilmesi bu anti-kanser maddelerinin üretimini artırdığı ve tümör büyümesini önlediği kanıtlanmıştır.”
Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.
Yorumlar
Yorum |
---|
Lütfen sadece konu ile ilgili yorumunuzu yazınız. Cevaplanmasını istediğiniz sorularınızı uzmanlarımıza burayı tıklayarak sorabilirsiniz.