Tip 2 Diyabet Önlenebilir mi?

Yayın Tarihi : 2018/07/16 20:15 • Güncelleme Tarihi : 2018/07/16 20:15 •
Vücudun fonksiyonlarını normal şekilde sürdürebilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır
Tip 2 Diyabet Önlenebilir mi?

Vücudun fonksiyonlarını normal şekilde sürdürebilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Hücrelere en kısa sürede enerji sağlayan madde glukoz yani şekerdir.
Yemek yediğimizde, aldığımız besinin karbonhidrat kısmı, metabolize olup glukoza dönüştürülür. Pankreasta üretilen bir hormon olan insülin, glukozun hücrelere girmesini sağlar.
 Kısaca diyabet diye adlandırılan diabetes mellitus yani şeker hastalığı, ömür boyu devam eden ve pankreasın yeterli derecede insülin salgılayamamasından ve/veya salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılmamasından kaynaklanan kronik bir hastalıktır.
Diabetes mellitus bulunan kişilerin vücudunda yeterli insülin üretilemez ya da üretilen insülin uygun şekilde kullanılamaz. İ
nsülinin uygun şekilde kullanılamamasının nedeni insülinin etkisine olan dirençtir.

İnsülin direnci nedir?

İnsülin direnci, glukozun girdiği hedef dokuların (kas, karaciğer ve yağ dokusu) insüline olan cevabının azalmasıdır. Bu hedef dokulara insülin etkisiyle glukoz geçişi sağlanmaktadır. İnsülin etkisine direnç nedeniyle glukoz bu hücrelere geçemeyince kanda yükselmeye başlar.
Önceleri pankreas insülin salgısını artırarak bu direnci kırmaya çalışır.
Kanda insülin yükselir ama kan şekeri normal sınırlarda tutulur. Daha sonra pankreasın insülin salgılayan hücreleri yorulur ve insülin salgısı da azalır.
Sonuçta diyabet gelişir. İnsülinin metabolizma üzerine etkilerini gerçekleştirememesi nedeniyle kanda yükselmesi yüksek insülin anlamına gelen hiperinsülinemi olayına yol açar.
Bu hiperinsülinemi metabolik sendromdan sorumludur. 


Metabolik Sendrom nedir?

Metabolik sendrom, pankreastan salınan insülin etkilerine direnç sonucu insülinin kanda yükselmesiyle ortaya çıkan ve özellikle şişmanlık, tansiyon yüksekliği, şeker ve yağ metabolizmasıyla ilgili bozuklukların bir arada görüldüğü bir tablodur.
Aslında diyabet gelişme riski, diyabet daha henüz tam gelişmeden, diyabet öncesi dönemde tespit edilebilir.
Metabolik sendromda şeker metabolizması bozukluklarına daha çok prediyabetik dönem diye adlandırılan diyabet öncesi safhada rastlanır ve bu dönemde müdahale edilirse kişide diyabet gelişimi önlenebilir.

Metabolik Sendromun İçeriği nedir?
       
Metabolik sendrom karşımıza “mahşerin dört atlısı” veya “ölümcül dörtlü” diye de adlandırılan obezite (şişmanlık), diyabet (kan şekeri yüksekliği), hipertansiyon (tansiyon yüksekliği) ve hiperlipidemi (kan yağ düzeylerinde yükseklik) gibi esas sorunlar ve hepatosteatoz (karaciğer yağlanması), hiperürisemi (ürik asit yüksekliği), CRP yüksekliği, kadınlarda polikistik over sendromu, erkeklerde benign prostat hiperplazisi gibi yan sorunlarla çıkar.
Bir kişide metabolik sendrom ile ilgili bir sorun varsa o kişi aslında ileride diyabet oluşumu için de risk altındadır.
Böyle sorunları olan kişilerde mutlaka diyabet varlığı araştırılmalıdır. Özellikle bu kişiler, diyabet öncesi dönemde olabilir.

Prediyabetik dönem nedir?
       
Diyabet henüz klasik bulgularını, yani çok su içme, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu gibi belirtilerini vermeden 8-10 yıl süresince belirtisiz gelişebilir.
Bu dönem 'gizli şeker' olarak da adlandırılır. Normal bir insanın açlık kan şekeri düzeyi 70-100 mg/dl arasındadır.
Eğer açlık kan şekeri 126 mg/dl’den daha büyük veya eşit ise veya tokluk 2. saat kan şekeri 200 mg/dl ve üstünde ise diyabet tanısı konur.
Açlık kan şekerinin 100-125 mg/dl arasında olmasına bozulmuş açlık kan şekeri,
Tokluk kan şekerinin 140-199 mg/dl arasında olmasına glukoz tolerans bozukluğu denir.

Bu dönemler diyabet öncesi dönem anlamındaki prediyabetik dönemi gösterir. Prediyabetik dönemdeki kişilerin diyabete dönüşme riski yüksek olduğundan, bu dönem mutlaka dikkate alınmalıdır.

Prediyabetik dönem belirtileri nelerdir?
     
Bu dönem aslında kendine özgü birtakım semptomları gösterse de, bu bulgular çoğu kez ihmal edilir. Özellikle ağır yemek yedikten 2-4 saat sonra kan şekerinin belirgin şekilde düşmesi, buna bağlı acıkma ve bu takip eden dönemde de ana öğünde aşırı yemek yeme hissi, yemeklerden sonra doymama gibi şikayetler temel göstergelerdir.
Buna bağlı olarak kişi kilo almaya başlar ve ileri seviyede ağız kuruluğu, susama hissi, performans bozukluğu, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetler ortaya çıkabilir.
Özellikle kan şekerinin düştüğü akşama doğru tatlı krizi, çikolata isteği baş göstermesi bu dönemin özelliklerindendir ve kişinin diyabet riski altında olduğunu düşündürür.

Diyabetin önlenmesi için neler yapmalı?
       
Vücut ağırlığı: Vücut ağırlığın boya göre önerilen düzeyde tutmaya çalışmalı, kişi kilolu veya şişmansa kilo vermeli. Hekiminiz sizin için uygun olan vücut ağırlığını söyleyebilir.
Kilonun, metre cinsinde boyun karesine bölümü (kg/m2) ile elde edilen vücut kitle indeksi, ve bel çevresi ölçümü takip için iyi birer kriterdir.
Vücut kitle indeksi 18-24.9 arasında normal, 25-29.9 arasında kilolu, 30’un üzerinde şişman (obez) olarak kabul edilir.
Bel çevresi kadında 80-87 cm. kilolu, 88 cm. ve üstü şişman, erkekte 94-101 cm. kilolu, 102 cm. ve üstü şişmandır. 

Sağlıklı beslenme: Yemek öğünlerini önceden planlamalı ve 3 ana 3 ara öğünden oluşan sık sık az az yemek yemelidir. Çok uzun süre aç kalıp birden yememelidir.
Şekerli ve yağlı yiyeceklerin az miktarda olduğu, tahıl, meyve ve sebze gibi lifli yiyeceklerin daha büyük oranda olduğu bir beslenme tarzı izlemelidir.
Süt ve süt ürünlerine, beyaz un yerine siyah una beslenmede yer verilmelidir. 

Fiziksel etkinlik: Fiziksel etkinliği sürdürmeli ve düzenli egzersiz yapmalıdır. Örneğin, haftada en az 3 kez 30-60 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır.
İdeali her gün düzenli olarak bir saat yürüyüş yapmaktır. Ayrıca gün içinde de mümkün olduğunca hareket etmek, gün içi ritmini artırmak, yakın yerlere yürümek, asansör yerine merdiven kullanmak önemlidir. ·

Tütün: Tütün damarların endotel denilen içyapısına zararlıdır. Bu nedenle tütün kullanımını bırakmakta önemli bir zorunluluktur. Diyabet ciddi bir hastalıktır, ancak erkenden araştırılıp teşhis edilirse veya oluşma riski belirlenirse, yaşam tarzı değişiklikleri ve gereğinde ilaç tedavisiyle önlenebilir.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.




Yorumlar

Yorum
w****** :

Selam hocam idrar tahlillerimde idrarimda kan goruluyor.eritrosit15-20lokosit3-4epitel7-8urobilinojen0,2 ph7 bld+3digerlerinegatif


Cevap:

İdrarda rbc olması eritrosit yani kanama olduğunu gösterir. Doktorunuz bu tahlil bulgusunu, muayene bilgileri ve ilave tahliller ile birlikte değerlendirerek gerekli kararı vermelidir.Tercihen ultrason, radyolojik bazı tahliller, idrar kültürü gibi ilave tanı yöntemlerine ihtiyaç olabilir.

c******* :

44 yaşındayım.Çekap amaçlı yaptırdığım testlerimde şeker testim yüksek çıktı.işte sonucum:  Açlık kan şekeri:124mg ,ogtt: 1saat:221mg , 2 saat:136mg , 3.saat:68mg testlerim başka yerde tekrarlandı.ona göre: Açlık kan şekeri:127mg , ogtt 2saat: 236 mg,Hba1c:5,4 (ref.4,4-5,7)diabetlimiyim?


Cevap:

 Glukoz değerinizdeki yükseklik diabet yönünden risk altında olabileceğinizi gösteriyor.Bir endokrinoloji doktoruna başvurmanız en doğru yaklaşım olacak. İlave testlere de gerek olacak.


Lütfen sadece konu ile ilgili yorumunuzu yazınız. Cevaplanmasını istediğiniz sorularınızı uzmanlarımıza burayı tıklayarak sorabilirsiniz.
?