Torasik Outlet Sendromu ( omuz kapanı hastalığı) Nedir?

Yayın Tarihi : 2018/06/22 21:00 • Güncelleme Tarihi : 2018/06/22 21:00 • Yazar: Prof. Dr. Serdar Han
Torasik Outlet Sendromu ( omuz kapanı hastalığı) Nedir?

Adından da anlaşılacağı gibi anlaşılması güç ve tanı konulması çoğu zaman zor olan bir hastalıktır. Günümüze kadar pek çok isimle adlandırılmıştır. En yaygın kullanılanı artık torasik outlet sendromudur. Günümüz Türkçe karşılığı olmamakla beraber yaptığı hastalığın bölgesine göre halk arasında omuz kapanı hastalığı da denilmektedir.
Tanımdan da analşılacağı gibi omuz bölgesinde oluşan bir kapan nedeniyle hastaların omuzunda, kollarında ve /veya ellerinde şikayet olmasıdır.
 
Torasik outlet bölge itibariyle 1. kosta (kaburga) ile köprücük kemiği arasında kola doğru giden boşluğun arasıdır.
Bu boşluktan kolumuza doğru giden bir adet ana atar damar ( arteria subklavian), bir adet toplar damar ( vena subklavian) ve snirler mevcuttur ( brakial pleksus). Bu bölgede ki daralma ile bu saydığımız damarlar veya sinir sıkışabilir.
Bunun sonucunda da hastada ciddi sıkıntılar yapabilir.
Omuz kapanı hastalığında şikayetler damarın veya sinirin sıkışmasına bağlı olarak oluşmaktadır.
Genelde sinir sıkışması ön plandadır. Damar sıkışması daha nadir görülür. Bazende hem sinir hemde damar beraber sıkışabilirler.
 
 Sinir sıkışması sonrası genel hastalarda başlangıçta o kol ve /veya elde karıncalanma ve uyuşmalar başlar. Bu bazen omuzlarda da hissedilir. Hastalık ilerlerse kaslarda güçsüzlüğe ve kas erimesine kadar gidebilir. Özellikle kol ve elin kullanıldığı hareketlerde ve yukarı doğru kaldırılması gereken durumlarda bu şikayet çok belirgindir. Ağrılar çekilmez hale gelebilir. 
 Daha az sıklıkla görülen damar sıkışmasında ise kol ve ellerde soğukluk, solukluk ve trofik bozukluk dediğimiz beslenme bozukluğuna bağlı o bölgede ciltte pullanma, kıllarda dökülme, eğer yara varsa iyileşmesinde gecikmeler görülebilir. 
 Omuz kapanı hastalığına sebep olan ndedenler çoğu zaman doğumsal anomalilere bağlı olmaktadır. Daha sonraki dönemlerde de ortaya çıkması mümkündür. Doğuştan genelde hastalarda fazla kaburga vardır. Buna servikal kosta denir. Bu kemik radyolojik olarak tespit edilebilir. Ancak her servikal kostası olanda bu hastalık olmaz. Bunun dışında boyun kaslarının durumu bu hastalığı yaratabilir. Birde başka tahlillerle pek tespit edilemeyen fibröz bantlar dediğimiz yapılar mevcuttur. Bunlar ip gibi damar veya sinirleri sıkıştırabilirler.Bazen daha sonra geçirilen bir kaza da omuz yaralanması olması veya özellikli bir iş yapması nedeniyle yine omuz kapanı sendromu oluşabilir. Bu hastalığı taklit eden başka hastalıklarda vardır. En önemli konu bunu ayırmaktır. Bazen yanlışlıkla omuz kapanı hastalığı teşhisi konulmaktadır.Sonucunda da hastaların şikayetleri geçmemektedir.
Bu hastalıkların başlıcaları servikal disk hernisi ( boyun fıtığı), tarsal tunel sendromu ( sinirin dirsekten sıkışması), karpal tünel sendromu ( sinirin el bileğinde sıkışması) ve bazı kas hastalıklarıdır.
 
Bütün bunların iyi bir şekilde değerlendirilmesi; iyi bir hastalık öyküsü alınması, fizik muayene ve tetkiklerinin yapılmasıdır.
Elimizde ki tetkikler hastalık çok belirginse bize yardımcı olmaktadır. Ancak arada olan durumlarda bize tam bir yol göstermemektedir.
 
Teşhiste kullanılan yöntemler;
1- Servikal ksotanın olup olmadığını anlamak ve akciğerde başka hastalık varmı onu değerlendirmek için akciğer grafisi çektirlir. Burada arada kalınan bir durum söz konusu ise tomografi veya MR çektirilir.
 2-Sinir basısını değerlendirmek için EMG istenir. Ulnar sinir ileti hızının 600mm/sn altında olması direk cerrahi tedaviyi düşündürebilir. Normali 72mm/sn dir. Aradaki hızlarda destek tedavisi verilir.
3-Damar basısını değerlendirmek için doppler ultrasonografi ve gerektiğinde vasküler anjiografi çekilir.

Teşhişte belirgin bir sinir veya damar basısı saptanırsa ilk önceliğimiz ameliyat olmaktadır. Ancak tam bir teşhis konulamaz veya sıkıştırma olayı henüz başlamış ve hasar oluşturmamış veya bası hafifi ise ameliyat dışı yöntemlerle tedavi edilmektedir.
Bu yöntemlerin başında fizik tedavi , ilaçlar ve duruş pozisyonu eğitimidir.
 Yukarı da daha önce de belirttiğimiz gibi mutlaka omuz kapanı şikayeti yapabilen diğer hastaların incelenmesi ve onların bu şikayete sebep olmadığı ortaya konmalıdır. 
 Torasik outlet sendromlu hastaları hiçbir zaman ilk olarak ameliyata almıyoruz.Mutlaka diğer tedavi yöntemleri değerlendirilmektedir. Ancak çok belirgin sinir veya damar basısı olanlarda ilk etapta ameliyat planlanmaktadır. Ameliyatta yapılan ise varsa srvikal fazla kotun çıkarılması, beraberinde 1. kotun çıralması, skalen adale rezeksiyonu ve varsa fibröz bantlar rezeke edilir. Böylece sinir ve damarların etrafında sıkışıklık yapabilen bütün dokular serbestleştirilmiş olur. Ameliyatın erken döneminde bile hastanın eski şikayetlerinin geçtiği gözlenmektedir.
Uzun dönem sonuçlarıda çok iyidir. Hastaların ameliyattan sonra özellikle ev ve iş yaşantısında dikkat etmesi gereken durumlar olacaktır.
İyi tanı konulur ve uygun tedavi yapılırsa torasik outlet sendromlu hastaların ızdırap olan yaşantılarında kurtarmak mümkündür.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.



Yorumlar

Yorum
******* ******* :

11.04.2010 tarihinden itibaren öncelikle parmaklarımda karıncalanma uyuşma ve elde morarmayla başlayan şikayetlerim gün geçtikçe artarak devam etmiş ve sırayla dirsek-kol-omuz ve boyun bölgelerime yayılmıştır,ve son zamanlarda kolumu 10 cm bile yukarıya kaldıramaz olmuştum tabi birde göğüs ve koltuk altı bölgemde sıkışıklık hissetmeye başlamıştım.Bir yıl boyunca tetkiklerimi tam anlamıyla hatta fazlasıyla yaptırdım hemde en iyi ellerde fakat net bir sonuç alamadım.Bir doktorumuz TOS diyor diğeri yok,var diyen doktorlarımızdan birtanesi ameliyata karar veriyor sonra vazgeçiyor,ve bu hastalığı daha da artırıyor çünkü kişide ağrılarıyla başedecek güç kalmıyor,tek umudu var ameliyat oda olmuyor.
Tam 11 ay sonra doktor SERDAR HAN ile tanışıyorum,tetkiklerimle beraber gidiyorum ve kesin teşhisim TORASİK OUTLET SENDROMU konuyor.Ve doktorum bana ilk gününden itibaren herşeyi detaylıca anlatıyor ve ameliyat konusunda bilgilendiriyor ve ben bu zor kararı DOKTORUMla beraber alıp 12.04.2011 tarihinde ameliyat oluyorum.
Bir saat sonrasında kendime geldiğimde AMELİYAT ÖNCESİ VAR OLAN BÜTÜN SIKINTILARIM GEÇMİŞTİ ve parmaklarım elim kolum hareket ediyordu,bu mükemmel bir sonuçtu(hastalık mevcut olan kişiler çok iyi bilirler ağrılı günleri..).Dikkat edildiği sürece eski sıkıntıların hiçbiri geri gelmicek ben buna inanıyorum ve yaklaşık 2.5 ay oldu ben çok iyiyim.
DOKTORUM SERDAR HAN'a çok teşekkür ediyorum.Tanıştığımız ilk andan beri desteğini hiç eksik etmedi,hala yakın takibindeyim.
Teşekkürler DOKTORUM SERDAR HAN...

ELLERİNİZE SAĞLIK

?