Kanser Tedavisi ve Görüntüleme Yöntemleri
Son yıllarda baş döndürücü şekilde ilerleyen tıp teknolojileri, gerek teşhis ve tedavide gerekse de hastalıkların izlenmesi ve takibinde önemli roller üstleniyor. Özellikle tüm dünyanın mücadele ettiği kanserin erken teşhisinde ve tedavi rotasının çizilmesinde gelişmiş görüntüleme yöntemleri ön plana çıkıyor.
Neolife Tıp Merkezi’nden Radyoloji Uzmanı Dr. Esra Çay ve Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Nesrin Canpolat, hastalıkların erken teşhisinde klinik bulgular ve laboratuvar yöntemlerin yanında radyolojik tanı yöntemlerinin önemini vurguluyor.
İşte kanseri erken teşhis eden ve tedavide rota belirleyen yöntemler;
“Dijital mamografi ve meme ultrasonu”, meme kanserinin erken teşhisinde kullanılıyor. Yıllık taramalar ile erken dönemde tespit edilebilen meme kanserinin erken teşhis ile tedavisi mümkün. Ulusal mamografi tarama programlarının aktif şekilde uygulandığı bazı Avrupa ülkelerinde meme kanserinden ölüm oranı gün geçtikçe azalıyor.
Mamografi ve ultrasonun yanı sıra genetik olarak meme kanseri açısından yüksek riskli grupta yer alan kişilerde ise tarama amaçlı olarak “Meme MR”ının kullanımı güncel yaklaşımlar arasında yerini alıyor.
“Akciğer grafisi” ve “Düşük doz akciğer tomografisi”, akciğer kanserinin erken teşhisinde tarama amaçlı kullanılan görüntüleme yöntemlerinin başında geliyor. Hatta akciğer kanseri gelişimi açısından yüksek risk taşıyan hastalarda düşük doz akciğer tomografisinin kullanımı erken tanı ile tedavi şansını artırıyor.
Amerikan Akciğer Derneği, 30 yıl boyunca günde bir paket sigara içmiş kişiler, sigara içen ya da sigarayı bırakmış 55 - 74 yaş arası kişiler, sigarayı bırakmasının üzerinden 15 yıldan daha az zaman geçmiş kişilerde tarama amaçlı olarak akciğer grafisi yerine, düşük doz akciğer tomografisini öneriyor. Yüksek risk taşıyanların düşük doz akciğer tomografisi ile taranması hem akciğer kanserinin erken teşhisini sağlıyor, hem de radyasyon ile ilişkili riskleri minimize ediyor. Risk grubuna girmeyen kişilerde ise akciğer grafisi tarama yöntemi olarak yeterli kalıyor.
“Tiroid ultrasonografisi” tiroid kanserlerinin saptanmasında kullanılan en etkin tanı yöntemi. Ayrıca, ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan “Tiroid aspirasyon biyopsisi” ile kansere kesin tanı koymak mümkün hale geliyor.
Radyasyon içermeyen “Batın Ultrasonografisi” ile karaciğer, dalak, böbrekler, safra kesesi, pankreas, mesane gibi karın içi organlar ve kadınlarda rahim ve yumurtalıklar ile erkeklerde prostat etkin şekilde değerlendiriliyor. Ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan “Prostat iğne biyopsisi” ise prostat kanseri tanısını kesinleştirmede kullanılıyor. Tanı konulduktan sonraki en önemli aşama hastalığın evrelemesi, diğer bir deyişle yayılımının tespitidir.
Tümörün saptanması, tümör yayılım derecesinin belirlenmesi, radyoterapi planlaması, tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ve bazı durumlarda mevcut kitlenin iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu belirleme amacıyla radyolojik görüntüleme yöntemlerinin yanı sıra PET/BT’den faydalanılıyor. PET/BT ile yalnızca evreleme değil, tedaviye verilen metabolik yanıtın değerlendirilmesi, radyolojik olarak tanısı konulamayan nüks ve metastazların saptanması da etkin bir şekilde sağlanıyor.
Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.
Yorumlar
Yorum |
---|
Lütfen sadece konu ile ilgili yorumunuzu yazınız. Cevaplanmasını istediğiniz sorularınızı uzmanlarımıza burayı tıklayarak sorabilirsiniz.