Böyle Virus Görmedim

Yaklaşık 20 yıllık hekimim. Üstelik iç hastalıkları - endokrinoloji ve metabolizma hatalıkları uzmanıyım. Maalesef biz doktorlar dahil hiç kimse böyle bir salgın, böyle bir virüs beklemiyordu.
Hatta pek çok hekim arkadaş virüsün mevsimlik gripten hiçbir farkı olmadığı gibi yanlış bir kanaat içindeydi. Ancak kazın ayağının öyle olmadığı havalar soğuyunca ortaya çıktı.
İnanın acil servisler H1N1 yani domuz gribinden kırılan insanlarla doldu, taştı. Hem de öyle hapşırık, tıksırıkla geçişen tarz bir hastalık değil, adamakıllı kişiyi ya zatürre yapmış, ya da bronşitten yere yapıştırmış şekilde.
Öyle olgular var ki, basit bir zatürre deyip geçiştiremeyiz bunları. 32 yaşında, daha önce herhangi bir hastalığı bulunmayan bir erkek hastada, her iki akciğeri tutan zatürreyi görünce virüsün dehşetini anladım.
Bu sadece ileri dönem kanserli hastalar gibi bağışıklık sisteminin tamamen göçtüğü çok özel durumlarda görülebilir. Bu şekilde, daha önce hiçbir hastalığı bulunmayan genç erkekte hiç görmemiştim. “Mevsimsel grip de öldürüyor” lafı ise tamamen düşüncesizce yapılmış bir laf.
Evet, mevsimsel gripte de ölüm olabilir ama onda domuz gribindeki gibi çocuklar, gençler, orta yaşlılar ölmez. Sadece çok yaşlılar ve düşkünler ölür.
Mevsimsel grip çoluğu çocuğu kırıp geçirmez. İşin ilginci virüs bir ortama gelince çok kısa sürede herkese bulaşıyor.
Yine hastaneye başvurmuş iki farklı hasta grubumdan bahsedeceğim. Ailecek hastalanan hasta grubunda ilk olarak ailenin 21 yaşında, erkek, üniversite öğrencisi bireyi hasta olarak geldi. Hemen istirahat önerilerek Tamiflu tedavisine başlandı. Aileye aşılanması önerildi, daha aşılanmaya fırsat olmadan ailenin diğer 3 ferdi, 16 yaşında lise öğrencisi oğul, 47 yaşında anne, 52 yaşında baba hemen hastalandı. 17 yaşındaki oğulda çok ağır seyretti, bronşit gelişti.
Diğer bir hasta banka çalışanıydı. Bir personel hasta olduğu halde ateşli şekilde işe gelmiş, ateşi artınca hastaneye gitmiş ve istirahat almış. Ertesi gün 5 banka çalışanı daha ateşlenmiş. Artık çok net görüldü. Virüs çok tehlikeli ve hızlı yayılıyor. Kim aşılanmayın diyorsa virüse bağlı ölümlere ortak oluyor.
En başta yöneticilerimiz, sonra incelemeden, bilimi ciddiye almadan ahkam kesen doktorlar.
Bugüne kadar 296 kişi öldü Türkiye’de, 99 kişi de solunum cihazında, bir nevi ölümü bekliyor. Türkiye tüm Avrupa’da ölüm sayısında birinci sırada. Bu utancın kime ait olacağını tarih yazacaktır. Görülüyor ki, en önemli koruyucu da aşı.
Ülkemize gelen aşı sağlıklı ve ilginç olarak bugüne kadar yapılan diğer aşılardan hiçbir farkı yok. Aşı hakkında koparılan fırtına tamamen bilgisizce ve bilinçsizce yapılıyor.
Ciddi bir yan etkisi yok, halen ülkemizde aşılanan kişiler içinde de hiçbir ciddi yan etki görülmedi. Diyelim en korkuncu oldu, aşı sonrası olası en önemli yan etki olan Gullian Barre gelişti. Bundan asla ölünmüyor. Geçici paralizi en fazla yaptığı ve bunun riskininde milyonda birden bile az olduğu biliniyor. Şunu vurgulamalıyım, virüsün gücünü ve acil servislerin halini gören doktorlar arasında ciddi fikir değişimi oldu, aşı yaptırmayan çoğu doktor başta çocukları olmak üzere hem hastalarını, hem yakınlarını aşılatmaya başladı. Havalar soğuyor. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu aşı.
Son sözüm; aşılanın, aşılanmayanı aşılatın.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz. Soru sormak için buraya tıklayın.